Site aidatları çıldırdığı için ben olsam düz apartman dairesi alırdım, fakat ne kadar az daire o kadar iyi. Sorun olduğunda para toplamak falan kalabalık apartmanda sorun olabilir. Hatta mümkünse maksimum 7 daireli bir apartman olsa yönetim zorunluluğu da yok, en temizi.

@orient blue. benim oturduğum bağımsız apartmanlar genelde pislikten ve gürültüden geçilmiyordu. ayrıca güvenlik durumu da var

Az daireli apartmanda uzlaşı olur sözüne katılmıyorum. 5 daireli bir apartmanda oturdum. Haftada bir bir kadın gelir merdiven boşluğunu temizlerdi. Onun üç kuruş parasında uzlaşamadılar, merdivenleri çok uzun süre .ok götürdü. Arızayı çıkaran da sadece bir daireydi.

Site de olsa tek apartman da olsa, huzur için iyi komşu ve onun için de şans gerekir.

Sitelerde insanlar kendilerini daha güvende hissediyor. Özellikle küçük çocuklu aileler için çocuğa nispeten güvenli bir oyun alanı oluyor. Buna karşılık aidatları yüksek oluyor. Bu hususları gözönüne alıp kendiniz karar vermelisiniz bence.

site yönetimi varsa, mecburen vergi kaydı olacak, vergisi, muhasebeci, yönetici ücreti , üstüne yolsuzluk ihtimalları derken aidatları arşa çıkarabilirler.

Güvenlik, ve aidat tutarı önemli değilse, site yönetimi olmayan küçük apartmanları tercih ederim.

korkunç durumda olan siteler, süper apartmanlar da var. mekanla alakalı bence. ama sadece site diye %25 daha değerli olmaması lazım. matematikte bir hata olmalı.

sıradan, o parayı vermezdim. bunda sketchersın düşen kalitesi de etkili tabi.

Yürüyüş için kullanılacaksa normal, ok. Ama günlük kullanım için sıradan bence de

Sıradan o para verilmez. Popüler marka olmayan ayakkabılara fırsat versin güzel ayakkabılar var

Yaşlı işi değil

akademisyen ayakkabısı. günlük hayatta hiç şık durmuyor bunlar. alıp sahilde yürüycem derseniz alın.

Aa bana da tam tersi ergen isi geldi.

Spor icin kullanirim (spor icin gorunuse bakmam). Disarida gunluk giymem

ben olsam bunun yerine (bkz: decathlon'da satılan gri spor ayakkabı)'dan üç tane alırdım :d

cok kotu

Ticket to Ride bu Turkiyede varsa biz epey oynadik

Allah bağışlasın kız küçük biraz ama sadece onun için uno derim, yoksa;

Munchkin
Monopoly deal
Catan

monopoly deal +1

Hiç sıkmıyor 10-15 dakikada bir oyun dönüyor. Öğrenmesi basit. Farklı stratejiler geliştirmesi kolay, ucuz.

Dixit
Saboteur

Catan +1 ama Anne, baba, oğul (16). Kız (9) dolayı pek ağır gelebilir ama abisiyle birlikte bir olabilir.

catan derdim ama küçük kıza karmaşık gelebilir. ticket to ride daha basit.

soğuk zinciri kırmak tavuk için en kötü şey. hiç normal bir şey değil.

Beyaz et üreticilerinin donmuş ürün satışı da vardır ama. Müşteriye donmuş olarak ulaştırılıp soğuk zincirinin muhafaza edilmesi lazım.

Tavuk şakaya gelmeyen bir ürün. Donmuş çözülmüş ürün tekrar dondurulmaz.

O kasapla ilişiği kesmeni ve hatta şikayet etmeni öneririm.

bazıları normal eti bile donduruyor satabileceğinden fazlaysa bayatlamaması için

sonraki hafta satış için çıkardığında
bunu müşteriye belirtmesi, fiyatını düşükten vermesi gerekir

kasap değişikliği şart. zincir marketlerden de almak istemiyorum ne zaman görsem palet ortada sütler tavuklar ortada duruyor saatlerce

Bunu genellikle bozulmak üzere olan tavuklar zehirlemesin diye yaparlar, dondurulmuş tavuk çözündüğünde bakteriyolojik olarak herhangi bir risk taşımaz ama tabi ki tadı da bozulur.

TAB Gıda ile bir alakası yok, zira siz onlara bir ödeme yapmıyorsunuz. Burada sizden ödeme alan şirket Trendyol, o yüzden fatura kesmesi gereken de onlar olmalı.

@synthetic a priori yanılıyor olabilirsin zira trendyol'un market'inden sipariş geçtiğim zaman market fişi siparişle birlikte getiriyor.

@Acil kan markette durum biraz daha farklı olabilir ancak Trendyol'un direkt olarak ödeme aldığı durumlarda faturayı onların vermesi gerekiyor. Bu arada burada herhangi bir vergi kaçırma durumu yoktur ama sistemsel bir sıkıntı var.

Neden şikayet etmiyorsunuz madem? Şikayet etmeden yasada açık oldugunu iddia ediyorsunuz. Ayrıca vergi kacirma durumu söz konusu değil ama size fiş veya fatura ibraz etmek zorundalar

Benim cogu siparisimde moto kuryeler aliyor uzerinden. Muhtemelen onlarda gider gosteriyor.

Tab gida Burger King ve ayni grup ise Tıkla Gelsin diye kendi uygulaması var. Oradan verilen siparişte email olarak gönderiyorlar.

@synthetic a priori mantıklı geldi bu söylediğiniz, daha önceden kontrol etmemiştim ama zaten ekstrede trendyol.com olarka gözüküyor. demek ki sıkıntı tab gıda kaynaklı değil.

@beemaker yapılan şeyin ne olduğunu henüz tam anlayamadığım için şikayet etmek yerine anlamaya çalışıyorum. o yüzden de buraya soruyorum, bi bilen vardır belki diye.

@Northern Mariner çok teşekkür ederim, en azından onlardan söyleyeceksem artık tıkla gelsin'den söylerim.

hangi marka? torkununkiler cok kotu. pisirmeniz icin yag cok kizmis olmasi lazim bir de bol yag koyun eger tencerede kizartiyorsaniz

@ala09 Superfresh alıyorum. Tencerede yapıyorum evet.

Katı yağ kullanmanız gerekiyor.
'Bitkisel susuz yağ' diye aratın.

superfreshin dond patatesi guzel degil bence. bimden mutfagim markasini deneyin. bir ara iglo vardi, ondan sonra en begendigim dondurulmus patates mutfagim oldu. ne az ne cok yagda normal celik tencerede oluyor

Yağı iyice kızdırmaniz lazım. Bi de erken aliyo olabilirsiniz. Biraz daha bekleseniz belki citirlasir. Markaları bilmem normal pattes kizartmasina göre yorumluyorum

Bazen iki kere kızartıyorlar. İlkinde bir iki dk tutup bekleyip tekrar yağa koyuyorlar. Bir de bunu deneyin.

Yağ tam ısınmadan patatesleri atiyorsunuzdur.
İkinci sebep de bir seferde çok fazla patates atıp yağın çok soğumasına neden oluyorsunuzdur.

bir tane termometre alın 175- 180 dereceye atın. ayrıca derin yağda olması lazım. yağı az kullanırsanız patates yağı çeker. piştikten sonra da çok üst üste stake yapmayın. tabağa yayarak koyun. bütçeniz uygunsa airfryerlar hazır patatesleri hiç yağ kullanmadan çok iyi çıkartıyor.

@yarim kalan hikaye donmuş patates zaten önce haşlanıp sonra ön kızartma yapılıyor. son tüketicinin çift pişirim yapmasına çok da gerek yok.

Dilsizdi o sanki

@hewitt yekta kopan seslendiriyordu peltek peltek konuşuyordu.

Yavrusu vardı, ona oğlucum yavrucum derdi mesela.

zojirushi Diyorum. Aynı stanley’den var, ama zojirushi’nin yanından geçemez. Fakat bu markadan alacaksanız dikkat edin, daha önce dilimi damağımı felaket yaktım gerçekten soğumuyor içecekler.

Zwilling'in bir sürü ürününü mutfağımda kullanıyorum. Gerçekten çok kaliteli ama termos gibi bir ürünü ilk kez gördüm. küçük mutfak aletleri şeklinde olanların çeliği kaliteli.

Yıllardır Stanley Trigger Action modelini kullanıyorum. Tuşunun yanından sızdırmaya başladı; distribütörü aradım, benden sorunun videosunu istediler çekip gönderdim. Hemen ücretsiz olarak yeni bir kapak gönderdiler ve problemim çözüldü. Gerçekten de bu markanın ürünleri ömür boyu garantiliymiş, deneyimlemiş oldum. Fatura vs. hiçbir şey istemediler, ürünü bile göndermedim.

Ürüne gelince, ben memnuniyetle kullanıyorum. Sadece içmek için basılan tuş biraz sert, kadınların biraz zorlandığını gördüm.

Zojirushi kesinlikle. Son dönem Stanley yorumları kötü bayağı, üretim Amerika dışında yapılmaya başlanınca kalite gerileme olmuş sanırım.

Bana da burda tavsiye etmişlerdi, parasını sonuna kadar hak ediyor. Sm-ta60 modelini kullanıyorum ertesi güne sıcak kalıyor içindeki malzeme. Her model aynı performansla değil ama sm-yaf modelinde aynı performansı göremedim.

Tavsiyem kafanızdaki termosları satın alıp aynı anda akşamdan içine kaynar su doldurup sabahına kontrol etmeniz. Memnun kalmadığınızı iade edersiniz.

Nwnd+1 elimde ABD üretimi ve ABD dışı üretimi var ve cok fark var arada. Bir ara şok tan contigo almıştım o da çok iyi çıktı.

kariyer amacin ne? doktora falan yapacaksan kimyayi ingilizce okuman daha mantikli. bir de puan araligi ne? atiyorum koc burslu tutuyorsa zevk icin ege universitesi yazmayacaksin neticede.

ikisinin arasindan kimyayi secerdim ben olsam.

@hotpotato

akademi düşünmüyorum.

200 bin. sayısal.

Fen Edebiyat yazacaksan en iyisini yaz. ODTÜ falan yazman lazım ki fark olsun. Hevesini kırmak istemem ama çoğu üniversitede kimya bölümünün öğrenci sayıları azalıyor. Çünkü puanlar düşük, iş seçenekleri az. Tercih dönemi tehlikeli bir dönem. Maalesef sevmek yetmiyor. İş seçeneklerini düşünmek zorundasın. Puan yazsan daha iyi olur. Bence iyi bir rehberliğe ihtiyacın var.

@dissendium

evet, kritik bir süreçteyim.

200 bin sıralamam.

iş bulabileceğim bir alan istiyorum ben de.

bu sıralamada sevdiğim alanlar kimya ve mat. severek okuyabilirim; ama iş bulabilir miyim? muamma. bunun farkındayım elbet.

isterdim ki kimya müh. gibi alanlara puanım yetsin ama yetmiyor.

ücra anadolu üniversitelerine de gitmek istemiyorum.

Valla hangi bölümü seçersen seç, kendini nasıl geliştirdiğin, kimlerle ne ilişki kurduğun ile ilgili bir durum. Ben Fizik mezunuyum. Bizim sınıftan mezun olup CERN de çalışan da var, tezgahtarlık yapan da var, öğretmen olan da var, eskortluk yapan da var.

Akademik kadro konusunda da 10 sene asistan olarak gelip giden hala kadrosu çıkmadığı için bırakanlar da var. Mezun olduktan bir sene sonra ısmarlama yüksek lisans programıyla kadrosunu alanda var.

2 bölümde epey zor bu arada bilgin olsun .

@janavarorion

elbette öyle. tüm üni. bölümleri için geçerli söylediğin şey.

amacım, bu mental düzeye daha rahat ulaşabileceğim üni. hangisidir acaba?

tüm fizik bölümleri aynı değildir elbet.

odtü fizikle katü aynı değildir değil mi? ekol/okul farkı vardır bu alanlarda.

şu okulda bu bölümü okursan farklı şeyler elde edebilirsin cevabına ulaşmaya çalışıyorum.

çok açıktır, boğaziçi ve odtü gibi iyi okullar her zaman fark yaratır. ben o klasmanda değilim; sadece elimdekiler arasında bir fark ya da benzerlik arıyorum.

Marmara üniversitesi'nin kimya bölümü çok iyi. Böyle derslere ortalama ilgisi olan öğrencileri bile ilk yılından alıp hocalar kendi lablarında çalıştırıp, proje yaptırıyorlar. Öğrenciler staj konusunda hiç sorun yaşamıyorlar. Yükseklisans öğrencilerini ister proje bahanesi ister erasmus bahanesi ile bir şekilde yırtdışı görmeleri için teşvik ediyorlar. Bu bölümden mezun olan iki arkadaşım mezun oldukları yıl çok rahat şekilde itü'de tezli yükseklisansa kabul edildiler. Türkiye Kimya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı'da bu bölümün kadrosunda. Bölümü öyle ortalama bir çalışmayla bitirirsin. Hazırlık zorunlu. Dersler için hocalar öğrencileri perişan etmiyorlar. Problemli, sıkıntılı hocası neredeyse yok. Baya öğrencileri insan yerine koyuyorlar.

Benim liseden en yakın arkadaşım marmara kimya yazdı çok mutlu ve başarılı bir şekilde bölümü tamamladı. Ben ikinci üniversitem için marmara'ya geçince buradan yine kimya bölümünden arkadaşlar edindim, benim gözlemlediğim kadarıyla bölüm öğrencilerini çok iyi yetiştiriyor. Benim de böyle çok iyi olmayan bir puanım vardı, kimya seçmemiştim mühendislik okudum. Ama şimdiki aklım olsa burayı yazardım.

Matematik çok zor bir bölüm kimyaya göre. Türkiye'de çalışma alanı daha sıkıntılı. Kimya okuyup iş bulmak daha kolay. Matematik bölümü öğrencilerinin dersleri gerçekten çok zor. Kimya öyle sıkıntı yaşatmıyor. Matematik bölümündeki derslerle lisede döneminde görülen matematik çok farklı. Marmara'nın müfredatına baktım bunları yazarken, yorucu dersleri var, o dersleri hepsini iyi öğrenmek lazımki bir sonraki yıl alacağın derslere hazır olmalısın. Alttan bir dersin konusunu iyi öğrenemezsen çok zorlanırsın. Matematik okuyup genelde yazılıma, istatistiğe yöneliyorlar. Ama 4 yıllık matematik bölümünde kendini perişan edip, birde farklı alanlarda kendini geliştirmeye çalışmak bence kendini harcamak olur.

Ek okarak, Marmara'da çap, yandal, yatay geçiş imkanları diğer üniversitelere göre daha kolay. İlk yıl puanının yettiği yere yerleşip, ders çalışıp ortalamanı yüksek tutarsan belki böyle daha heves ettiğin bir bölümü de okuyabilirsin.

@GoodMorningTeacher

işte aradığım cevap. ellerine sağlık. teşekkür ederim.

bu minvalde fikir verici, nispeten tecrübeye dayalı, çıkarım yapabileceğim şeyler öğrenmek istiyordum.

ben de okuma diyecektim bi kimya mezunu olarak ama istediğin o değilmiş sanırım :)
neyse ben trakya mezunuyum da istanbul üni'de yüksek yaptım hoş bitiremedim ve atıldım ama orası şu anda cerrahpaşa oldu.yukarıda GoodMorningTeacher'ın maramara için anlattığının tersi bi ortam vardı gerçi tam tersi demiyeyim de bizim anabilim dalı çok toksik bi ortamdı gerçekten.hiç de ısınamadım oraya.gerçi zaten senin puan cerrahpaşa ya yetmez.
şu andaki iü kimya yeni açıldı beyazıtta orası.hatta bölüm başkanıyla tanışıklığımız var ve bi anabilim dalının başkanı da benim arkadaş.zaten şimdi baktım 6-7 kişi akademik kadrosu var.benim tanıdıklarım gerçekten pozitif ve düzgün insanlar ve akademik anlamda da iyidirler fakat tüm derslerine onlar girmeyecek sonuçta :)
bölüm yeni olduğu için akademik kadro içn yardırabilirsin de belki orada.sadece geçen sene girenler var zaten bi çoğu da hazırlığa gitmişlerdir geçen sene.

neyse iü kimya ya gidersen bana bi yaz ama hazırlığı da geçersen yaz :)

edit : evet yetiyormuş ben yanlış bakmışım

illa üniversite okumak zorunda da değilsin bu da bir seçenek. 200 bin'le kimya okumaktansa bir meslek öğrenmek ve çalışma hayatına atılmak uzun vadede seni daha mutlu edebilir. Sosyal kıyaslama yapma, arkadaşlarım üniversitede ben de kazanmak zorundayım diye düşünme. Zaten artık herkes üniversiteli. Türkiye'de devlet okulları bedava ve kontenjanlar çok fazla. Kazanan bir şey kazanmıyor yani.

Türkiye'de yüksek öğretim sistemi bitik. Bu kadar yüksek kontenjan ve ücretsiz eğitim olunca mühendislik bölümleri bile işsiz mezun eder oldu. Herkesin üniversite okuduğu bir yerde diplomanın anlamı yoktur. Normalde bir insan kaygısı olmadan girip bir bölümü okuyabilmeli.

@high hopes of the sozluk

cpaşa kimyaya yetiyor. 210 bin sıralaması son giren kişinin.

Matematik mezunuyum. Bitirdiğinde elde edecegin tek sey lisans diplomasi. Baska hic bir şey degil. Acikogretim mezunundan farkin olmayacak. Türkiye'de fen edebiyat okumak zaman kaybindan baska bir sey degil. Bilim adami olmak istemiyorsan ki onun için de cok iyi bir çalışma etiği ve torpil lazim is kaygisiyla bosa okuma. Olacagin en fazla asgari ucretle dershane ogretmenligi olur. Benden sana abi tavsiyesi. Yillarina gencligine parana yazik olur fen edebiyatla.

200.000 siralamayla girilecek guzel yuksekokullar vardir is imkani iyi olan. Onlara bakmani tavsiye ederim.

sorunuza cevap değil ama iş imkanı iyi olan istatistiği de bir düşünün derim (matematik sevdiğiniz için). saydığınız üç büyük şehirde de yazabileceğiniz üniversiteler var.

hocam iyi makine çok pahalı. ben de özendim bir süredir araştırıyorum ama felaket. 12-15bin gözden çıkartmak lazım. değirmen var mı bu arada?

değirmen var zaten dersen baktıklarımı atayım

@floydian manuel öğütücüm var. yakınımda kahveciler de var. gerekirse 3-4 günde bir taze öğütülmüş de alabilirim. önerilerini bekliyorum.

şu var bizde. basic bir model ama sorunsuz kullanıyoruz bir süredir.

www.hepsiburada.com

Delonghi'nin en ucuz makinasını al geç. basıncı profesyonel makinalar kadar yüksek değil bu yüzden kahveyi çok ince çektirmemelisin.

şu alet övülüyor baya, ben açıkçası almam gibi elime ekstra para geçmediği sürece bu aleti ama geçerse alacağım alet de bu olur herhalde: www.cafemarkt.com

delonghi de fiyat anlamında çok iyi bu arada sir gawain'in önerdiği 3500 civarına falan geliyor amazon'da AMA bu iş keyif işi. benim düşüncem elektrikli iyi bir espresso değirmeni olmadan espresso makinesi almamak yönünde. makine alınca da almışken iyisini almak şeklinde.

Ben de zamanıyla bayağı araştırmıştım. Kayda değer bir para vermeden eve iyi bir makine almak gerçekten çok az. Onun yerine Wacaco adlı aleti tercih ettim: www.escobarista.com

İnternette bu alet ile nasıl kahve yapıldığına dair videolar var. Biraz uğraş gerektiriyor ama bayağı performanslı bir espresso çıkıyor ortaya. Denenir.

verilen tavsiyelerdeki ürünler yarı otomatik sayılıyor. manuel olanlar Rok veya Flair gibileridir

yine başlık açmyım dedim

delonghi dedica
russel hobbs
www.amazon.com.tr
bir de şu no-name var
www.amazon.com.tr
basınç değeri yüksek

hangisi en sorunsuzu olur

Gordons (aromasız sade olanı) 35 lik küçük şişe 168 liraydı iki gün önce baktığımda

Varsa beefeater da olur fakat onun fiyatı bir miktar daha fazla olur

En kötü gordons al 10 lira daha ucuz diye başka markalara yerli markalara bakma

Sunu kesin alma tadi kotu denebilecek bir cin yok bana gore. Gordons galiba en ucuzu ve bence gayet iciliyor mis gibi. Kokteyl olarak tabii tonikle limonla falan en azinda

Gordons ucuz ve icilebilir.
Ama ben beefeater tercih ediyorium, bir tık daha fazla ama ciddi fark olursa gordons olur.
En ucuzu gilbeys heralde, hayatımda içmedim onu.

en kotusunu bilmiyorum ama en guzeli roku bence

Gilbey’s peki?

cherry rocher iciyorum son donemde, gayet memnunum turkiye'de var mi yok mu bilmiyorum ama varsa bombay yahut beefeather'den pahali degil. bulundugum yerde klasik marketlerde satiliyor o yuzden yazdim.


urun tam olarak bu; www.boutique-cherry-rocher.com

ben buna 21 veriyordum ama demek ki kazik yiyormusum, ogrendigim iyi oldu.


bu yoksa tanqueray ve bombay tarafindayim, konuya son 1-2 senedir ilgi gosteriyorum o yuzden cok aman aman bir bilgi-gorgum yok.

beefeather klasik bir cin işte ne iyi ne kötü.

gilbeys almayın. beefeater, alamıyorsanız gordons.

cin saf alkoldür. içine ne katarsan onun adıyla anılır.

gilbeyse salatalığı koydun mu fena olmuyor :')

BtcTurk'de var.

Binance'dan da alınıyor BUSD karşılığında, onun dışında diğer borsalarda USDT ile alabiliyorsun hepsinde var gate.io kucoin mexc vs.

Binance delist etti galiba. KuCoin'de var.

www.binance.com

Teoride Tether iflas eder paran uçar Binance şirketi kapatır paran gider Binance hack'lenir paran gider ama bunlar pratikte çok olası değil bu şekilde milyon dolarlar tutan insanlar var. Yüklü bi meblağ ise soğuk cüzdana da atabilirsin ama bence ona da gerek yok.

usdt/try paritesi bazen normal usd/try'ye göre düşük kalabiliyor. Büyük paralarda büyük farklar oluşabiliyor. ama tam tersi borsalar kapalıyken dolar alıp satabiliyorsun anlık krizlerde büyük kar da sağlayabiliyor. bence dursun. autenticator mail mesaj şifrelerinin hepsini aç. hiç bir şey olmaz.

gözlük takan futbolcunun gözünde problem vardı(şişlik gibi bir şey) koruma maksatı ile takıyordu. alttaki yorumda ise beşiktaş küçük takım demek istemiş. o yüzden büyüteç esprisi yapmış. ben komik bulamadım.

bu arkadaşın gözünde havai fişek patladı. görme yetisi ya yok ya da çok düşük tek gözü. gözlüklü sporcular oluyor bu arada. anormal bir durum değil.

(bkz: Omar Elabdellaoui)
çok büyük bir talihsizlik yaşadı. onlarca ameliyat oldu. hala daha eskisi gibi değil gözü.

bir başka gözlük takan futbolcu örneği
(bkz: edgar davis)

futbolcunun adı omar. birkaç sene önce gözünde havai fişek patladı. koruma amaçlı özel gözlük takıyor.

yorumdaki meme gibi bişey aslında. beşiktaş küçük takım demeye getiriyor

Merkezi ya da kombi ile ilgisi yok ama merkezi olanını görmedim:)
Petek yok, zemin altında borulardan sıcak su dolanıyor.

@kisa peki kombi yoksa ne ısıtıyor yeri?

Kombili sistem de oluyor, ısı pompası ya da merkezi de oluyor. Isınma mantığı aynı sadece ısının geldiği yer farklı kabaca ve peteğe göre bene daha iyi. Hem ev daha iyi ısınıyor hem de yerler sıcak olduğu İçin daha konforlu. Soğuk taşa basma derdi yok.

Kombi yok demedim.
Kombi de olabilir başka bir ısı kaynağı da merkezi de.
Tek anlamı Petek yerine zeminden geçen sıcak su boruları ile ısınması

petek yerine sıcak su yerden dolaşıyor evin içinde güzel ısnıyor bence kombi veya merkezi sistem olabilir ikisi içinde uygun sistem, ben kullanmadım ama yerden ısıtmanın sonucu sıcak havanın toz kaldırdığını iddaa edenler var.

Daha iyi ısınıyor.

Zeminin altinda sicak su hortumlari döseli. Bu hortumlarda 30-35 derece su dolastirarak evin isinmasi saglaniyor.

Peteklere göre daha az yakarak isiniliyor cunku petekleri isitmak icin 60-70 derecelere ulasilmasi lazim ama yerden isitma icin öyle degil

Isitmasi iyi oluyor ama eksileri de var. Mesela hasar bakim butun zeminler sökülmeli… yere koydugun seyler cok kuruyor. Yerden isi etlisiyle cok toz kalkiyor.

Ben yeni yaptirdigim eve yaptirmadim ki avrupada en cok yapilan uygulama su an ama ilk kurulum maliyeti vs. Cok yüksek. Ama biz cok iyi dis cephe izolasyonuna sahibiz ve otomatik sömine de var bu yüzden iki kat da cok iyi isiniyor. Petekler de sadece evi 24 derecede sabit tutuyor.

Konuya gelecek olursa bence zemin kat daireler haric Daireler gereksiz bisey.

Evlerde de eger alt katta kiler yoksa ve ev cok buyuk degilse gereksiz cunku baska bi cihazlar sicaksu saglaniyor ve o cihaz acaip elektrik yakiyor astari daha pahaliya geliyor.

Şehirdeki evim yerden ısıtma bir daire, merkezi sistemle çalışıyor. Evi her an 24 derecede sabit tutuyor. Bu kış ortalama 200 lira ısıtma faturası ödedim. Doğalgaz ödemiyorum. Ev 120m2

Yazlık evimizde de geçen yaz tadilat ve yenileme yaptım, doğalgaz kombiye yerden ısıtma sistemi kurdurdum. Kışın kullanamadık henüz ama standart kombiyle de kullanılabiliyor. Ancak banyo sayısına göre kullanım suyu ve yerden ısıtma suyunun kullanım miktarına göre ayrı kombi veya yüksek kapasiteli özel kombi modellerini öneriyorlar.

Türkiyede inşaat maliyetine ek yük olmasın diye uygulaması pek yaygın değil ancak kullanım süresince inanılmaz tasarruf sağlıyor.

Ev daha iyi ısınıyor, daha verimli. halı, kilim kullanmamak daha iyi oluyor. uzun yıllar oturdum yerden ısıtmalı evde, şimdi petekli evdeyim, yerden ısıtma açık ara daha konforlu.

Ben de yerden ısıtmalı evde oturuyorum. Bireysel kombi ile. Peteğe göre çok daha konforlu. Toz problemine rastlamadım. Ev kuzey cephe olmasına rağmen iyi ısınıyor ama tabii bu daha çok izolasyonla ilgili. Petekli sistemlere göre çok daha iyiymiş yerden ısıtma bunu görmüş oldum. Benim için ev seçimi konusunda önemli bir kriter haline geldi artık.

onerim yok ama genel olarak ekonomik bir seyle baslamak ve zaman icinde olusacak kullanma aliskanliklarina ve tercihlerine gore upgrade etmek mantikli olan.

Belinde bir sorun yoksa ya da normalde bisiklet sürerken belin ağrımıyorsa herhangi birini alabilirsin. Hatta A101'e filan ara ara geliyor.

Bel bölgende sorun varsa oturur pozisyonda olanlara bakmanı tavsiye ederim.
Şunun gibi : www.gursesgazetesi.com

Decathlon'dan Domyos modellerine bak derim. Bütçene göre EL100, EL120 gibi modelleri tercih edebilirsin. Bir de A101 ve BİM'e geliyor bazen, aktüel ürünleri takip edebilirsin.

İkinci el takıntınız yoksa bi heves alıp kullanmayıp satanlar oluyor yarı fiyatına. Bisiklette model çok fark etmez bana kalırsa. Alternatif olarak yine dizlere yük bindirmeyen ama tüm vücudu çalıştıran eliptik bisikletlere de bakabilirsiniz.

bence kondisyon bisikleti yerine eliptik bisiklet alsanız daha faydalı olur. 10 dakika eliptik belki iki saatlik kondisyon bisikletinden daha fazla efor sarf ettiriyordur. el500 iyi bu arada decathlondaki domyos markasının.

ultima'ya bakın

Öyle bir şey yok, merak etmeyin. Olta atıyor onlar, ya tutarsa diye. %99.99 böyledir.

Bir sürü siteye kaydoluyoruz. Zaman zaman bu siteler hackleniyor. İşte bu adamların yaptığı da, o hacklenmiş sitelerin veritabanlarındaki halihazırda ortaya saçılmış bilgileri (eposta, şifre, adsoyad, adres vb) alıp, eposta servislerinin giriş bilgileri ile karşılaştırarak, tutarsa karşı tarafa olta atmak için kullanılıyor.

Aynı olan tüm şifrelerinizi, mail adresindeki üyeliğinizin olduğu yerler de dahil (örn hepsiburada, twitter, facebook üyeliğiniz o maile kayıtlıdır, vb), değiştirin.

Aynı şifreyi birden fazla sitede kullanmayın, bu kadar.

Ben illa kuşkulandım derseniz, aşağıdaki linkten malwarebytes indirip taratın.

Benim ele ayağa düşmüş, 12-13 yıldır kullandığım bir eposta adresim var, ona bu mailler sık sık geliyor mesela.

www.malwarebytes.com

Biraz aramayla ekşisözlükteki konuyu buldum, buyrun okuyun :)
eksisozluk.com

Şifreleri değiştirin. Sorun ortadan kalkarsa süper kalkmazsa kullandığı pcye virüs taraması, format diye sırayla gidersiniz.

şifreyi nasıl öğrenmiştir peki. teamviewer benzeri bir programla görüyorum yaptıklarını diyor.

Telefonda email hesabı açıksa Google başka bir yerden oturum açılınca haber veriyor. Oturum açan ben değilim seçeneğine tıklayıp şifreyi değiştirebilir belki.

Okulun email hesabıysa okula haber versin. Giriş yapılan yer tespit edilebilir. Polise gidip şikâyetçi olursanız bulabilirler.

Tüm şifrelerini değiştirsin. Güçlü şifre oluştursun.

Bilgisayarda da virüs taraması yapsın.

bu mail ve şifre zoom goreact getir ve gain dışında bir yerde kullanılmamış. genelde akademik yerlerde kullanılmış. bunların serverlarından şifre ve mail alınmış olma ihtimali yüksek diyoesunuz yani.

önemsenecek, endişelenecek hiçbir şey yok. kimsenin sizi hacklediği ya da görüntülerinizi kaydettiği de yok telaşlanmayın. ilk mesajda hayirsiz güzelce açıklamış nasıl yapıldığını. bana aynı içerikte mailler birkaç senedir ayda 5-6 kere geliyor en az.

internette çeşitli yerlere kaydoluyoruz, önemsemeyip genelde aynı şifreleri kullanıyoruz, her gün bir sitenin veritabanı ortalığa saçılıyor, bir site hackleniyor. işte bu hacklenen sitelerden ortalığa sızan veritabanlarındaki bilgileri kullanarak otomatik olarak binlerce kişiye bu olta maillerini atıyorlar. yani o sana söylediği şifre aslında senin bir siteye kaydolurken kullandığın şifre, o site de hacklenmiş ve veritabanı ortalığa düşmüş. oradan alıyorlar yani bilgiyi. tesadüf olarak burada arkadaşın o siteye üye olurken email adresinin şifresiyle aynı şifreyi kullanmış demek ki.

şifrelerinizi değiştirin yeterli. başka bir şeye gerek yok. kimsenin sizi tehdit ettiği filan da yok polis filan uğraşmanıza hiç gerek yok, böyle bir şey ile uğraşmazlar zaten. basit, klasik ve bilinen bir phishing mail nihayetinde, herkese geliyor.

Aynisi benim hanima da geldi zamaninda. Bir şey olduğu yok, olta atiliyor böyle, kime tutarsa. Iyice açıklamış arkadaşlar zaten.

Kesin olta +1

Cevap verme maile

Olta +1

Gecen bana da geldi. Sifremi de yazmışlar güldüm gectim. Neredeyse bütün ıvır zıvır sitelere üye oldugum şifre. Zaten Google ile o sitelere girince şifre çalınma uyarısı alıyorum sürekli. Yemeksepeti, n11 falan şifre de çaldırmisti geçen senelerde. Onunla alakalıdır.

ben bunu yaşadım bana verdiği şifre benim şifremdi ama hepsiburadada vs kulalndıgım şifre id amaç zaten panikletmek gerçeklik hissi vermek zaten ikinci mail gelmez çünkü aynı anda binlerce kişiye gidiyor

Heryere verdiğim ikinci fake bir mailim ve şifrem var. Bir keresinde bana da bu şekilde bir mail gelmişti. Adama,

Fake mailimi ve şifremi bulduğun için tebrikler. Istersen internete bu bilgileri içeren reklam da verebilirsin. Umrumda değil. Zaten bu ihtimale karşı 2 yıldır aklına gelebilecek bütün sitelerde rahatça kullandığım bir maili bulman şaşırtıcı değil, bu kadar geç bulmam şaşırtıcı.

Demiştim. Ahahaha.

O sistemsel değil de karşınızdaki kişinin inisiyatifinde sanırım. Çünkü test yaptırmaya gittiğimizde bazen o şekilde izolasyon mesajı geldi ama bazen gelmedi.
Test negatif çıkınca izolasyon da düşer. Şuan hes kodunuz inaktif mi

hayat eve sığar uygulamasında risksizdir diyor. ama karantinadasınız diye de mesaj geldi.

Hes kodunuz aktifte problem olacağını sanmıyorum. zaten sonucunuz bu akşam çıkar.

test sonucu çıkana kadar.

Neresinden akıyor? Vana ya da hava alma pürjür müydü neydi, onun dibinden geliyosa bi tatlı sıkı sıkıp contanın oturması sağlanabilir.

Bazen de vananın göbeğinden kaçırır, önemli olan nereden kaçırıyor?

hava alma kısmından değil de vanadan geliyor. Göbekten sanırım. su en çok plastik kısmından geliyor. sanırım vanalar bozuk galiba

Kaldıramamışsınız tam olarak.

Başlat'a sağ tıklayın en üstte yer alan Uygulamalar ve Özellikler'i seçin.

Gelen listede Telegram var mı diye kontrol edin. Var ise oradan kaldırın. Listenin üstünde yer alan arama çubuğundan da bulabilirsiniz.

yok yahu kaldırdım gözükmüyor o listede yine de açılıyor sıkıntı bu zaten.

Telegram çalışıyorken Ctrl + Shift + ESC tuşlarına basın. Görev yöneticisi açılacak. Buradan telegram'ı bulun. Sağ tıklayıp 'Dosya konumunu aç' deyin. Gelen klasörün içeriği şöyle olmalı:
i.ibb.co

Eğer böyle ise bu dizini kapatmayın ve Görev yöneticisine geri dönün. Telegram Desktop simgesine tekrar sağ tıklayın ve Görevi Sonlandır deyin. Ardından kapatmadığınız klasöre geri dönün ve unins000.exe dosyasını çalıştırın. Onaylayın ve yazılımı kaldırın. Burada önemli olan telegram'ı kesin olarak kapatmış olmanız gerekiyor. Yazılımı kaldırdığınızda klasör silinecek. Eğer silinmez ve Telegram.exe dosyası hala orada durur ise yazılım kaldırılamamış oluyor. "Kaldıramamışsınız tam olarak" dememin sebebi bu. Program çalışırken kaldırmaya çalıştığınız için Programlar bölümünde yer almıyor ama telegram.exe hala dizinde durduğu için çalışıyor.

Eğer yukarıdaki ekran görüntüsündeki dizinde unins000 dosyası yoksa şu adresten telegram'ı indirip tekrar kurun: desktop.telegram.org

Ardından yukarıda anlattığım işlemi en baştan tekrar edin.

Tam olarak dediğiniz gibi olmuş. Yeniden yükleyip adımları takip edince oldu.

bazı çeviriler pürüzlü bazı çeviriler ise tertemiz, bu hep böyleydi, yirmilerinin başındayken de böyleydi ve beynin algıların ağırlaşıyor maalesef, yirmilernin başındaki iştahla ve algı kapasitenle beynin kötü çevirilerle bile uğraşmayı, bunları düzeltmeyi anlamayı seviyordu, üst düzey bir performansla çalışıyordu o yüzden bu sana büyük bir sorun olarak gelmiyordu

bazı yayınevleri maalesef çok kötü, dediğiniz gibi.
mesela metis çok abartılmış bir kitabevi. neredeyse hiçbir çeviri kitabını okuyamıyorum. çevirmen olmasam "evet paslanıyorum galiba" diyeceğim ben de ama öyle değil. cümle yapısını türkçe'de kullandığımız şekle uyarlamadan ne görüyorlarsa onu çeviriyorlar. bunun sebebi artık çoğu yayınevinin ucuza kaçmak için piyasadan çevirmen toplaması.

ama bir de ari çokona çevirisi okuyorum mesela. binlerce yıl önce yazılmış kitap sanki anadilimde yazılmış gibi. kısacası, olay çeviriden kaynaklanıyor. paslanma söz konusu değil.

çeviriler sorunlu çünkü yapanlar çevirmen değil. kitap çeviri ücretleri çok düşük seviyede. çevirmen de hayatta kalmak için dizi film altyazısı yapıyor haliyle. şu an piyasadaki kitap çevirilerinin yüzde 80'i öğrenciye yaptırılan makine çevirisinin post edit'idir muhtemelen.

Aynısını Joe Haldeman'ın Bitmeyen Savaş'ını okurken düşünüyordum. Translate çevirisi okuyormuşum gibiydi.

sadece aöfle ilgisi yok,
öğrenci olduğunuz müddetçe -herhangi bir okulda- yararlanabiliyorsunuz. uzaktan okullar da dahil.

bir arkadaşım kullanıyor.

ben kullaniyorum hocam, problem yok

30 Yaşındayım, 2012 'de kayıt oldum hala okuyorum, ben yararlanamıyorum

ben kullanıyorum

32 yaşında okunabilecek en tırt aöf okuyan biri olarak daha geçen hafta aldım öğrenci akbilini.

Fırında güzel olmaz, basiti tavada olur. Yüksek ısıya çıkar tavanı, varsa kalın bi tava olsun. Etin yağlılığı iyiyse ekstra yağ koyma, tavan teflon ise yüksek ateşte 10 dk beklet, sonra eti koy üstüne 30 saniye bastır, ısıyı ortaya al. Ne kadar pişmiş sevdiğine göre 3ile 6 dakika bi yüzünü pişir, sonra ters çevir yine 30 saniye bastır, üzerine peynir koy, üstünü kapatıp 3-5 dk pişir.

şokt inci burger var. ondan kesinlikle alma.

evde ocak yok malsef

@bruce gibi yapma sakın. bastırarak et mi pişer? snitzel alıp tavuk burger yapabilirsin fırın ile.

neden olmasin ki? turbo ayarda orta tepside gayet de olur. paketin ustunde yazar ne kadar sure pismesi gerektigi. peyniri sona dogru koyun ama. ekmegi hic koymayin hemen kupkuru olur.

10 dakikalık mail alıp mevcut mail ile değiştir. şifreyi saçma sapan bir şeyle değiştirince istesen de giremezsin. yani instagram kullanmadım ama üyeliğimin silinmesini istediğim sitelerde böyle yapıyorum ben.

aklında tutamayacağın bi şifre koyup sil. böylelikle girmezsin

Ben olsam içerim. Hatta tarihine bakma gereği de duymam. En kötü tadı biraz bozulmuştur.

çok aşırı sıcaklık farklarına maruz kalmadıysa yani dolapta rafta falan durduysa hiç bir şey olmaz. bozuk bira çırçır ediyor en fazla.

İçilir.

"acı" tadı almak için karamel iyi bir tercih olmayabilir. vanilya daha iyi sonuç verecektir.

Soğuk kahveyi bir de cold brew denen uzun ve soğuk demleme yöntemiyle deneyin, bu yöntem kahveyi yumuşatıp içindeki hafif karamel ve çikolata aromalarını canlandırır tabi şurup kadar tatlı olmaz fakat içilecek kadar yumuşatır

Youtubeda cold brew nasıl yapılır videoları çokça bulunmakta

Şurup yerine bir filtre kahve makinesi almanizi oneririm once. Ya da imkaniniz varsa espresso makinesi

@acil kan'a ek. hiç olmadı french press alın.

süt ve şeker kattığın halde mi acı geliyor? ben biraz süt katsam bile artık kahve tadı kalmıyor gibi geliyor. alışmakla alakalı herhalde.

bu arada kahveyle fındık ya da hindistan cevizi süper oluyor bence. ama gereğinden fazla koyarsanız tadı kötü oluyor.

findik +1

bundan bi 10 sene once falan ben de takmistim bu suruplara :) o zaman starbucksin suruplari satiliyodu karamel ve vanilya almistim, bayagi iyiydi. karameli direkt kahveye koyuyodum, vanilyali olani da latte yaptigimda kullaniyodum, vanilyayi sutsuz olana bi yakistiramamistim.

cevaba ek olarak nescafe zaten basli basina daha aci bi tadi var jacobsa gore. istersen bi de jacobsu dene illa cozulebilir kahve istiyorsan.

@co2s2 french press var. Onda mı yapayım?

Kişniş?

Kimyondan ziyade olayı kişniş bence. Bir dahakine kişniş, 2 diş sarımsak ve 2-3 yemek kaşığı un(ekmek kırıntısı yerine) koyun.

ekmek kırıntısı olmaz. baskın gelir tadını bozar.

İcine panko yerine un ve karbonat ya da kabartma tozu koymanız lazim. ayrica taze kişniş sart.

ekmek kirintisi no, un 1-2 kasik hamur toplasin diye. kisnis ve kimyon olmazsa olmaz. sekil top top olursa daha leziz olur.

Kimse nasıl yazmamış
Dondurarak veya en azından buzdolabında beklettikten sonra pişirin.

valla evet bi kişniş koymadım o kadar önemli olduğunu düşünmemiştim :(

Remington olabilir. Bende artık üretilmeyen bir modeli var ama memnunum. Şu model eşleniği sanırım.
uk.remington-europe.com

ben yine moser alırdım. yedek parça için fonex kozmetiğe sormuş muydunuz? eğer istanbuldaysanız kadıköyde berberler çarşısı gibi bir şey vardı. orada da yetkili satıcısı vardı moser'ın, yedek parça ve tamirat işlerine de bakıyordu.

wahl'ın da üretim yerine göre kalitesinin değişkenlik gösterdiğini okumuştum, wahl'da iyi bir alternatif olabilir yine de.

Moser 1400'un üzerine makine yok. Bir tane alırdım ben olsam.

Moser 1400'ün askerleriyiz. Bence aynı yolda devam edebilirsiniz.

powertec 3500. yıllardır tık demedi.

uygunparca.com

Bu sitede bulamadım aradığım cezve tipini.

burada olmama şansı çok düşük. modelinizin koduna doğru bakabildiğinize emin misiniz? internette gördüğünüz tüm yedek parçaları bu adamlar oralara veriyor çünkü.

www.uygunparca.com

ekşicep kullanıyodum ben ama mobilden eskisi kadar ekşiye girmediğim ve telefonum biraz eski olduğu için silmiştim yer sorunundan. Baya iyi uygulama bence.

Aynı kişinin yaptığı browser tarayıcısı da çok iyi onu hala kullanıyorum. tema++

sözlükte futurama isimli yazar yaptı ikisini de. İletişime geçebilirsin yanıtlar sorun varsa. İstek vs olunca imkan dahilindeyse hemen ekliyodu

valla ben eksicep'in hastasiydim ama maalesef iOS'ta yok gelistiricisi sadece android'e yaptigi icin (iOS icin bi ton masraf ivir zivir)

simdi sozlugun kendi uygulamasini kullaniyorum. idare ediyor diyeyim. reklamsiz aldim ama yoksa sesli reklamlardan telefonu kiracak duruma gelmistim...

Android ise eksicep üzerine uygulama yok. Efsane kesinlikle. O kadar çok imkan var ki kişileştirme bakımından. Acilen dene kurcala derim

ben alışkanlıktan ekşin kullanıyorum senelerdir.

Bende şükela reader da ekşi sözlük de var. Ekşi sözlüğü seri entry silmek istersem kullanıyorum, okuyup favlamak için şükela reader (dün güncelleme yapmışlar bir sorunu çözmüşler yani sesimizi duyuyorlar).

tek başına yaşayıp 10-15 arası kazanan birisi orta direktir bence. kendimden yola çıkıyorum :D

bence marketten istediğin şeyi alıp yiyebilmek, ayda bir kaç kere dışarıdan yemek söyleyebilmek orta direklik.

Valla kavram böyle çok keskin bir kavram olmadığı için öncelikle kavram konusunda herkeste bir kafa karışıklığı var gibi. Herkesin orta direk kavramını farklı çünkü.

Benim düşünceme göre memur, emekli ya da bişekil orta düzey geliri olan, yani asgari ücretten fazla alan ancak öyle aldığı ücretin kendisine çok da büyük nimetler sağlamadığı kişidir orta direk. Daha çok toplumdaki en düşük maaş skalasına göre belirleniyor gibi. O yüzden tüm ihtiyaçlarını karşılaması vs gibi bir olay yok, sadece biraz daha yaşanılır şekilde hayatta kalan ancak yine de oldukça şeyden feda etmek zorunda kalan kişidir orta direk. Yani o toplumdaki ortalama insandır orta direk. Bu yüzden memurlar/memur maaşları vs hala oluşturuyor o sınıfı bence.

Illa rakam verecek olursak da 5-6 bin civarı derim.

Kira hariç
tek 10 bin
hane 18-20

Orta direktir

E bana nick bırakmamışsınız ve jrr tolkien doğru yerden bakıyor. Orta direk eskiden de alt sınırın bir üstünde yaşayan ama sabit geliri olan demekti, Özal’ın lafıydı diye hatırlıyorum. Şimdi de aynı şekilde yaşayan memur sınıfıdır. Hem sayıca toplumda büyük yer işgal eder, hem toplumu ayakta tutan tam da ortadaki direktir. Ekonomi çarkı o orta direkle döner, o yüzden eskiden esnaf, memur zammını sıkı takip ederdi ki memur zam alsın da biraz para harcasın. Çünkü ne kadar harcama o kadar esnaf kazanacak. Şimdi ise ekşide milletin elinden gelse memura maaş vermeyecekler. Halbuki toplumu ayakta tutan orta direk odur işte. Ve aynı düzeyde maaş alan çalışanlar, 5-6 bin yani.

10-15 bin orta direk olsa olsa paralel evrende olur. Türkiye’de halkın bir çoğu bu maaşı alabilmek için uğraşıyor.

Yoksulluk sınırının üstünde bir gelirin varsa orta direksin işte.

ortalama öğretmen maaşı *2 yaptığında şöyle görüyorum, karı koca hane başına 11-12 bin tl falan giriyor. işte bu rakam bence tam orta direğin karşılığıdır.

"geçinmekte zorluk yaşamayan ama geleceğe de öyle aman aman yatırım yapamayan kişi"

senin tanımından yola çıkarsak, ev kiralarının 2000-3000 olduğu şehirde geliri 6000-9000 civarında olanlar orta direktir derim. kısaca ortalama kiranın 3 katı alıyorsa orta direktir.

insanın kendi evinin olması çok büyük bir rahatlık bu arada. o maslow'un üçgeninin ilk basamağına yerleşmek için gezmek gibi. "he burası katların en genişi la, şuraya yatağı koyarım, çalışma masası da şurda olur, oh iyi la" huehue.

tek yaşıyorum, 10 bin alıyorum. minimal ve tamahkar yaşadığım için yarısını kenara atıyorum. ama daha iyi ev, araba, kurslar, kıyafet, hobiler, alkol alışkanlığım falan olsaydı bu maaş ucu ucuna yeterdi gibime geliyor. ama ortadireklik sadece yaşamak değil. ev alacak kadar kenara para atmak lazım. o yüzden ben tek kişi için min. 12bin 2 kişi için 25 bin diyorum.

Orta direk bir ülkenin memur, kıdemsiz kurumsal çalışan ve küçük esnaf ortalamasıdır. Kişisel olarak bakıp, bana anca bu yeter diyerek tanım yapmak biraz subjektif olur.

hesabı ailede kişi başına düşen gelir gibi hesaplıyoruz . Tek veya çift veya aile gibi ayrı senaryolarda tutarlar yazmanın daha net hali bu olur sanırım. Bir aileden çalışabilecek durumda olanların her birine ortalama 5 bin TL düşüyorsa yani çiftlerde 10 bin TL , çalışmaya başlamış, veya çalışma çağına gelmiş ama henüz evden ayrılmamış çocuk varsa çocuk sayısına bağlı olarak (2+x)*5k TL gibi bir rakam denebilir.

Bunun üstü hemen zengin değil tabi, orta direğe yakın ara seviyeler ama Türkiye ortalaması 5 bin tldir bence orta direğin başlangıcı.

5

ucuz olanları orijinal olmuyor da (bkz: oem) oluyor genelde. ben bi kere aldım öyle ve kullanamadım. biraz şans işi ucuz olanları.

Carrefour gibi marketlerde satılıyor. Kapakları da var.

metro grossmarketlerde var ama en güzeli ambalaj malzemeleri satan dükkanlara bakın hem fiyat hem de seçenek olarak en iyisi oralar.

Marketlerde satılanlar genelde küçük boylar. Büyük boy bardak arıyorsanız metroya bakın.

kagit tabak kopuk tabak gibi mevlut malzemeleri satan yerler oluyor oralarda bulursun

www.trendyol.com

Yağ ve bol sebze. Et çok az oluyor.

dışarıda lahmacun harcı kovada beklerken bakteri üretiyordur, sektörden değilim tahmin

o hissettiğin rahatsızlık hissi de hafif bir zehirlenme aslında, vücudun bununla başa çıkabiliyor sadece miden bozuluyor

Kuyruk yağı + kıymaya karışan bilimum malzeme

ucuz yağ sebepli oluyor bunlar

Meyve suyu, tualet kağıdı, redbul… şimdilik aklıma gelen bunlar

ben toptancidan alisveris yapiyorum fakat toptan almiyorum. kasar, tereyagi, zeytinyagi, zeytin, sucuk, kahve falan aliyorum. disariya gore ortalama 3-4 lira fark ediyor tabi bazi kalemlerde daha cok fark var.

toptancilardan alisveris yapabilmek icin kendinin veya baskasinin sirketini kullanman gerekiyor. mesela metro market'ten toptan alabilirsin ama uyguna gelmeyecektir sadece toptan almis olursun.

internette 10lu satanlar oluyor. oralarda nispeten daha ucuz.

sigara, filtre kahve kağıdı, sıvı sabun, diş macunu, tuvalet kağıdı, mutfak havlusu, vücut tıraş bıçağı, duş jeli, ve bunlara benzer devamlı kullanımda olan şeyleri ciddi miktarlarda stokluyorum. maddi olarak pek bir getirisi yok ama hayatıma baya bi hız ve kolaylık getiriyor.

sarf malzemelerini (tuvalet kağıdı, jilet, kağıt havlu, kulak pamuğu, ped, mutfakta kullanılan streçler, buzdolabı poşetleri kağıtları vb.) toptancıdan almak mantıklı bozulan edilen şeyler değiller ama ıslak mendiller bir süre sonra olduğu yerde kuruyor. çok fazla almanın bir fayda sağlayacağını sanmıyorum.

Un, sabun, bisküvi , bulgur vs toptan alıyorum. Paran ve yerin varsa al gitsin

Kot-keten olarak değil de açık renk koyu renk olarak tasnif edip iki parça halinde yıkayın. Ketenlerin yıkama talimatında max. 30 derece yazar genelde ama ben 40’a atıyorum sorun olmadı bu zamana kadar. Yine de riske atmamak için yıkama talimatına uysanız iyi olur.

renk skalasında çok fark yoksa atın hepsini 30 derecede yıkayın gitsin.

İkiye böldüm epey köyü mavi, siyah, köyü kahverengi, koyu gri vs bunlari attım.

Çok koyu olmayan mavi kotlar, yeşil keten, acik gri keten, açık kahverengi keten bunları da bir arada atıyorum artık hayirlisi

Yardımcı malzeme olarak sandviç çeşidine göre köz biber, taze soğan, kapari de koyabilirsiniz. Örneğin ben hazır satılan küçük tortilla (bildiğimiz lavaş) arasına köz biber, kibrit çöpü gibi doğranmış turşu, ince kıyılmış taze soğan, malzemeyi bir arada tutmak için labne peyniri ve ana malzeme olarak da füme et koyuyorum, harika atıştırmalık oluyor. Et yerine somon füme de denenebilir.

Ben şunu hazırlayıp kavanozda tutuyorum, sandviçlere çok yakışıyor: Kuru domates (ıslatılıp yumuşatılmış), bol ceviz, beyaz peynir, varsa yenibahar ve çok az kimyon (bu iki baharat yerine kuru fesleğen veya kekik de yakışır), az zeytinyağı. Rondoda çekip sürülebilir kıvama gelince kavanoza.

Ek olarak ezilmiş avakodo ve somon füme sandviçlere yakışıyor, taze fesleğen yaprağı de ekliyorum bazen.

Rozbif deneyebilirsin et olarak. Baya lezzetli. Dana jambon'da olabilir.

Baz olarak zeytin ezmesi, acuka, amerikan salatası, labne kullanabilirsin.

Eski kaşar baya yakışıyor sandviçlere.

Pesto, suzme peynir, hindi fume, marul, misir.

Hardal, kırmızı soğan turşusu

Brie, ceviz, kuru üzüm, bal

Patlıcan ezmesi, kırmızı biberin közlenmişi, ( hazırları var ya ), badem ezmesi, acuka, paprika,

sürekli sandviç yapan biri olarak sandviçi bir üst seviyeye çıkaracak şeyi söyleyeyim. Kırmızı soğan turşusu. 5 dakikada yaparsın ertesi gün maksimum iki gün içinde yemeye hazır olur. kişniş şeker sirke dereotu soğan karabiber inanılmaz bir umami sağlıyor yemeğe.

sos olarak da kesinlikle sriracha. konfi yaptığın sarımsakları hazır mayonezle karıştırınca da müko oluyor.

Buraya sorana kadar o uygulamalara baksanıza :)
Size yakın depolarında varsa hemen getirirler. Migros'un uygulamasına da bakın, "hemen" servisiyle hızlı getiriyorlar.

@kobuzchu valla bir yandan da bakıyordum yokmuş :) şimdi migros'u indiriyorum.

migros'a geliyor bazen.

O lime'larin hepsi yesil limon. Lime ile alakasi yok tat olarak. Aklinizda olsun.

biraz geç gördüm. macrocenter ve metro gross marketlerde var. oturduğunuz lokasyondaki manavlara göre onlarda da olabilir. evde ara sıra kokteyl yapıyorsanız internetten lime şurubu alabilirsiniz. az şurup az limonla istediğiniz tadı elde edemeseniz de idare edersiniz. bu arada tanesine 5 liradan fazla vermeyin çevredeki manavlarda varsa eğer.

23 nisan ya da ataevler tarafında bulman daha muhtemel o fiyatlara. Ataevler özellikle podyumpark çevresi yaşamak için güzel yerler. Görükle nispeten ucuz ama tavsiye etmem. itin kopuğun mekanı hale geldi, nilüfer'de oturmanın avantajını orada göremezsiniz. yüzüncüyıl tarafları oldukça nezih ve sakin ama biraz pahalı. yüzüncüyılda metroya yakın yerler benim nazarımda bursa'nın en yaşanılası yerleri. bursa ile ilgili tavsiyem osmangazi taraflarında işin yoksa gitme.

Öğrenci olmadığınız için görükleyi ben de önermem.
23 nisan, ataevler, cumhuriyet mahallesi, gazi caddesi, fatih sultan mehmet bulvarı ilk bakacağınız yerler olsun bence.
Buralarda bulamazsanız özlüce, ertuğrulkent bölgesine bakın.
Bu bahsettiğimiz bölgeler genel olarak genç çiftlerin, yalnız bekar çalışanların yaşadığı nispeten modern yerler bursa geneline göre. Beyaz yaka ya da biraz rahat yaşayayım mahallemde diyorsanız ideal bunlar.
Ben kükürtlüde oturuyorum, çok seviyorum burayı odmangazide kalan son medeni insan yerleşkesi gibi hajaj ama buradan taşınsam müstakil ev ihtimali olmazsa podyum park civarından daire arardım.

bir günde dört mevsimi yaşamaktır.

Edilir benim markete küflü ekmek iade etmişliğim var.

hocam iade edilir
ama bir onu iade etmeye gideceksen
harcadıgın kaloriye yazık

edebilirsiniz büyük ihtimalle. migros'ta açıp kokusunu beğenmediğim ton balığını moneycard olduğu için fiş bile göstermeden iade etmiştim. genelde müşteri memnuniyetini önemsiyorlar.

sorudan bağımsız olarak, mümkünse çabuk bozulabilen ürünleri a101'den almayın.

sanirim 6.95 bahsettiginiz ekmek. edilir kardesim edilir. 0.95 bile olsa gidip iade edeceksin.

gidin verin. paranızı alın. ayrıca a101'den bozulabilen şeyler almayın. soğuk zincir vs. gördüğüm üzere bim daha iyi durumda.

teşekkürler ettim iade. 8.45 tl idi.

sebze falan kizartinca 2 hatta bazen 3 kere kullaniyoruz. kalani soguyunca bir kavanoza dokup sonra tekrar kullanilir yani.

et ile kullanilan yag (kofte falan yaptin diyelim mesela) direk atiliyor.

Hamur işleri ya da sebze kızartması gibi işlerde 2-3 kez kullanıyoruz.
Et konusunda robokot+1

patates kızartması yağını en az 10 defa falan kullanıyorum. en son da çıtır tavuk yapıp çöpe.

2-3 kere kullanabilirsin ayçiçek yağını. dışarıda kullanılan yağlar senin evde kullandıklarından değil. yanma ve tütme derecesi daha yüksek olan yağlar kullanılıyor.

2-3 kez kullanıyorum. Hatta çok sevmeme rağmen nadiren kızartma yapıyorum ve 2-3 gün üst üste yiyince kızartmaya doyuyorum her seferinde.

Patates kızartması için 3-4 defa kullanıyoruz, diğer kızartmalarda bir defa.

Kızartma işlemini zeytinyağı ile yapıyorum ve birden fazla kullanmıyorum. Aksini yazanları okuyunca şaşırdım hatta.

Bende tek yaşıyorum ailemle yaşarken 2-3 kez kullanıyordum fakat tek yaşarken mümkün olmuyor çünkü bir kere kızartma yaptıktan sonra bir sonraki sefere çok zaman geçiyor, yağın içindeki kalıntıları süzsemde içime sinmiyor, fakat birkaç gün sonra kızartma yapacaksam kullanırım. Bu sorunu kızartma yapmayarak çözdüm

çok defa kullanıyoruz. ayrı bir kızartma tavası yada tenceresi oluyor genelde, yağ da bunun içinde bekliyor.

@trajikomix+1

Kızartma çok çok nadiren yapıyorum, yaptığımda da o yağı bir kere kullanıyorum sadece. Neyi nasıl kızarttığınıza bağlı olarak (kızarttığınız şey parçacıklı değilse, yağın ısısı sabit kalıyorsa) 2-3 kereye kadar tekrar kullanılabilir sanıyorum ama yağ ısındıkça yapısı bozulan ve kanserojenleşen bir şey, dolayısıyla riske etmek istemem.

Defalarca kullanıldığını okuyunca şaşırdım bende yav. Hatırlıyorum Cook önceden TV de dikkat programları falan vardı TV de, aman birden fazla kullanmayın falan diye. Yıllardır tek sefer kullanılıyor bizde.

4-5 sefer kullanıyoruz kavanozda saklıyoruz. iyice siyahlaşmaya başlayınca döküyoruz.

aylık 30k gelirim olsa her seferinde kullanır atardım ama. tamamen maddiyatla alakalı yani. yaptığımın sağlıklı bir şey olmadığının farkındayım ama mecburum.

Öğrenciyken sömestr tatilinde fritozdeki yağı boşaltır aile evine gider, tatil bitimi geldiğinde yeni yağı döker yaz tatiline kadar kullanırdım. Hala hayatta olmam mucize bence.

Şimdi max 3-4 kez patates kızartması için.

Daha da yükselecek.

Ne zaman satışlar azalır o zaman gündeme gelir.

Çubuk Kraker'in bile ucuzlamadığı dünyamızda Arabaların ucuzlamasını bekleyecek kadar iyi niyetli olmayın üzerler sizi :)

arabalar hiç ucuzlamayacak

ne ikinci elde, ne sıfırda

insanlar avrupada amerikada araba almak kolay diyor da, hayır orada da zor.

bak benim bir arkadaş zamanında 7-8 bin euroya 2008 audi a3 aldı 2.0 dizel otomatik. 2 ayda bir yeni bir problemiyle uğraşıyor şu günlerde.

sıfır alınacak araba bile en az 15 bin euro avrupa piyasasında.

en son geçen yaz bana "bekle boolm ucuzlayacak." dediklerinde 135'e bir araç almıştım.

şimdi o araç 175 oldu. öyle diyeyim.

@rain anlamadim nesi zor Avrupa'da araba almanin? Avrupa'da yasiyorum, 1 sene oldu sıfır titanium fiestayi 13 bin euroya alali.
Su an belki bir tik artmistir cip krizi ile alakali ama arkadasinizin yaptığı hata zaten audi öyle kaliteli sikintisiz bir araba değil. Premium arac almis premium arac sikintisi cekiyor.

Nice dostlarim sikintisiz ikinci eller ile dolaşıyor. En kötü ikinci en Hyundai/kia alirsin. Hyundai 5 yıl kia 7 yil garanti veriyor. Kafan rahat.

Türkiye için; düşmez. Imkani yok.

Bayramdan sonra ucuzlamaz mı?

Türkiye'de bugün her şey alabileceğin en ucuz fiyatta şu an.

@rain when i die, Ahahahaha Allah da sizi güldürsün.

Ucuzlamayacak. Alışın zamlara. Ne lazımsa erkenden alın. 90larda her şeyi toptan cok cok alır kilerde bekletirdik. O moda giriyoruz tekrar.

ucuzlayacak diyenler nasıl temellendiriyor anlayamıyorum.

Ülkede yüksek enflasyon var bir kere, zaten bu yüzden hiçbir şey olmasa bile her sene fiyat %15 artacak. Yüksek kur ve kur oynaklığı konusuna girmiyorum bile.

eğer bir aktrollsen kendini ucuzlayacağına inandırabilirsin:)

Tüketim çok azalsa ÖTV indirimi olurdu belki ama şu an asla öyle bir ihtimal yok.

Şu anda ÖTV sıfırlansa araba fiyatları 1 sene önceki fiyatlara gelir, ucuzlamaya yönelik bir şey olacağı yok. Kur düşmesi lazım. Bayiler muazzam karlılıkla çalışmıyor zaten, yani bu pahahalık markalardan gelen bir şey değil, fakirliğimizden ötürü. Avrupadaki kar marjları ile çalışıyor olsalar şu anki fiyatların üstüne %15 falan daha binerdi sanırım.

@rain when i die
alım gücünü atlıyorsunuz ama.

ben türkiyede 2013 honda crv satıp ingiltereye yerleştim 2 ay önce.
crv 20küsür bin pound'a satıldı (275bin tl)

burada 2018 full qashqai aldım 12 bin pound'a

burada asgari ücret 1600 pound.
türkiyede 2800

burada bir asgari ücretli benim arabamı alabiliyor 8 ayda
türkiyede 9 senede.

araba almak burada/avrupada/amerikada ucuz yani.
hem fiyatı türkiyeden ucuz
hem alım gücü/fiyat çok çok ucuz

ben de bakıyorum ve en azından önümüzdeki birkaç yıl ucuzlamayacak gibi duruyor. (en optimum çözüm hükümetin değişip doların düşmesi, üstüne yeni hükümetin ötv'yi de azaltması falan)

bu arada Türkiye'de her şey brutal seviyede o yüzden ekstrem pahalı evet. Hem alım gücünden hem vergiden.

Ekşiye zamanında Volvo XC90 başlığında hesaplayıp yazmıştım,
elin Avrupalısı yılda en az 30-40 bin euro kazanıp 70 bin euro ile bu arabayı alabiliyor,
biz yılda 9000 euro kazanıp bu araca *140 bin euro* ödemek durumunda kalıyoruz. Hem az kazanıyorsun, hem arabaya çok çok fazla (bu örnekte 2x) veriyorsun. Vergi işi beni çıldırtıyor. Hani paramız 10 kat çöp orası tamam ama niye devlete deli gibi vergi vermek zorundayız...

Ha İngiltere'de 1000-3000 pound arasına bir sürü ikinci el araba görmüştüm. Gayet bir asgari ücretle bile araba alıyorlar ama biz öyle zengin değiliz, hadi para birimimiz 12 kat düşük 12 asgari ücretle alalım, o da olmuyor :D

3 ay önce 185 bin liraya sattığım aracı alan arkadaş 205 bin'e sattı. öyle tüccar falan da değil he mühendis çocuk. araç: c180 2013

şimdi arkadaşlar herkes bana @rain demiş de anca gelebildim.

öncelikle satış sonrası hizmetlerde çalışıyorum. modern bir arabayı öyle bir bozarım ki 40 tane servis tamir edemez, o derece :) hyundai, kia, toyota dahil buna.

dediğim arkadaşlardan audi'li olanın triger kayışı koptu bükreş civarı bir yerlerde. şu an piyasası 4-5 bin euro olan arabamız, oldu sana 0 euro. kayışa sahip her arabada başınıza gelebilir bu. zincirse de ille de 100 bin civarı car car car zincir sesi çıkaracak mesela.

romanya'da 13 bin euro fazla bir para mesela. ortalamanın biraz üstü bir mühendis büyük şehirdeki maaşıyla kira mira yemek gibi hayati işlemlerini tamamladıktan sonra elinde kalan parayla ancak 1.5 - 2 senede 13 bin euroyu toplayabilir mesela.

burada yetkili servis bakımlı astra k 1.4 turbo 6 ileri manuel, dynamic donanımlı 10 bin euro (pazarlıkla 9 bine alınır bence)

yaklaşık 2 ay önce 1.6 turbo (160 hp mi 180 hp mi ne) 6 ileri manuel astra k (filo aracıydı geçmişinde) 12 bin euro'ya sattılar.

bunlara dediğim gibi 1.5 sene para biriktirerek (bak salt maaşı koyarak değil, arta kalanla) ulaşılabilir de sokacağın yine bok gibi romanya yolları olur.

ulan başka bir 9 bin euroluk astra k 2 kere piston kırmış amk. 9 bin euroya 2 kere motoru açılmış araba var oha. bilmeyeni sikerler resmen.

ha gider 10 senelik a3 alırsın 1.8 turbo benzin, yağ kaçırır. 320d alırsın partikül filtresi yanar.

belki de ben mesleğim dolayısıyla sorunlara ve masraflarına odaklanıyorumdur, kim bilir, meslek hastalığı.

mesela tyler hoover diye bir youtuber var. çok sever ucuz ve harap araba alıp gezmeyi. bir akrabasına bmw 645i hediye etti. sadece soğutma kaçaklarını tamir ettirdi. arabanın gerçekten adam olması için 6 bin dolar mı ne gerekiyordu halbuki. bakalım ne kadar süre dayanacak.

bu arada kayış koparan a3 2.0 dizel sahibi arkadaş, 2.0 dizel ford edge bakıyordu 2017 model 25 bin euro muydu neydi. s40 1.9 dizel sahibi arkadaş da kendine ford ecosport 1.0 turbo aldı 0, 22 bin euroya. bunlar da romanya'da büyük para bence de girdiler işte borca harca.

ben ise 0 borç, cimri harcamayan yahudi tayfa.

dövizde bir sıçrama olmazsa yaz sonu ikinci el piyasasında fiyatlar bi miktar geri çekilir, pazarlık şansınız artar.

Evet arkadaşlar, cevabı çok acı bir şekilde alıyoruz her geçen gün ;)

Düdüklü tencerede uzun süre pişince yumuşuyor.

düdüklü+1
dana eti sert oluyor genelde. ben bir tavaya koyup, içine başka hiç bir şey koymadan kapağını kapatıp enn kısık ateşte 1+ saat pişirdikten sonra da yumuşacık oluyor.

pisirmeden önce sogan suyunda marine etmek de isinizi görür.

Ne etini ve neresini pisireceksiniz?

o kadar pişirmeye etin vitamini, proteini kalmıyor

sert etler kıyma yapılır
yağ, soğan sotersen lezzetli de oluyor

Mudanya iskeleden otogara direk belediye otobüsü ile ulaşabilirsiniz.

F-1 e binerseniz sizi direk terminale götürür. tek binişlik kart alabilirsiniz. alırken sanıyorum ki hes kodu sorar. ya da içerden kartı olan birisine ücreti mukabilinde kart basmasını rica edebilirsiniz.

sarı f1 nolu belediye otobüsü var. mudanya'da inince hemen sağda gişeden kart alabilirsin. eskıden tek binişlik kart vardı ama koronadan dolayı satıyorlar mı bilemem. satmıyorlarsa 9 tl karşılığı boş kart alıp önündeki no ile burulaşın sitesinden hes kodunu tanımlat içine de 10 lira yükle (6-7 lira civarı çekiyor o otobüs) gidebilirsin. otobüs hemen önünde olacak zaten görürsün.

@dedim ben sana
ikinci kartı bastırmıyor galiba

mars iwai 45

Dalwhinnie 15 Yıllık

springbank 12 (varsa cs = cask strength)
glenallachie 15

Viski isi sans isi. Burada olmayan rastgele bir single malt alin ama muhakkak 2 tane de glencairn bardak alin iste o zaman hediyeniz ozel olur.

suntory toki'ye cok iyi diyorlar, japon viskisi. Fiyati 40 avro civari.

isleyisi tam olarak bilmemekle beraber istediginiz seyin tercumeden cok "copy writing" alanina girdigini dusunuyorum. yani tercume edilecek metinde "bagis yapiyoruz" seklinde direk tercume edilecek bir sey varsa oyle tercume etmeliler. web sitesinde kullanilacak dilden sorumlu kisi ise copy writer cinsi biri olmali bence. o rolu siz ustlenmissiniz simdilik (istemeden) ama bu isi profesyonel olarak yapan kisiler var - kendinizi nasil yansitmak istediginizi tartisiyorsunuz, onlar cumlelerle gerekli cambazliklari yapiyorlar.

adam direk çeviri yapar, sana uygun şeyi sen belirlersin. adam nerden bilsin bağış yapmak yerine sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz yazılacağını ki bence alakası yok ikisinin.

@robokot, böyle bir iş kolundan haberim yoktu, teşekkür ederim. çok mantıklı aslında.

@duyurukullanıcısı, evet aynı şey değil, bunu ben söylemeden yapmasını beklemiyorum zaten. bunu söyleme, isteme hakkım var mı onu merak ettim.
rastgele 3 cümle kontrol ettim, google translate çevirisi, yüklemi değiştirmişler sadece. kendileri de yapmış olabilirler bu arada ama neticede bu metni yeniden gözden geçirmeleri gerekecek, benim istediğim gibi yapmasalar da işin güzel çıktısı bu değil. bu düzeltmeyi isterken "şu şekilde yapmanızı tercih ediyorum" diyip dememe noktasındayım.

Bu ceviriler genelde makine cevirisi oluyor. Makineye sokup cevirinin uzerinde editorluk yapiyorlar. Uzerine düşündüklerini bile sanmıyorum.

Zincir yemeğin sağlıklısı olmaz.

Icinde et olmayan pizza en sagliklisi olur sanirim.

avmde yemek zorunda kalırsam pidemde sebzeli şahane yiyorum

lahmacun riski minimum, Canan Karatay bile yiyin diyordu.

Kesinlikle Subway.

plus kitchen zincirdir ve sağlıklıdır. en azından junk food değil.

saglikli fastfood diye birsey utopya.

Subway'in ekmeginde mesela seker orani cok yuksek oldugu icin size sunulan seyin ekmek olmadigina karar verilmis Irlanda'da:

www.theguardian.com

En iyisi guzel mutfak alisverisi yapip evde yapmak. Mumkun oldugu kadar duduklu falan kullanarak sulu yemek yapmak. Fastfoodun her turlusunden uzak durmak lazim.

Avm'de kofteci ramize gidiyorum.